Son 2 yıldır tohum fiyatlarında ciddi artışlar olmuştur. Dünya genelinde yaşanan bu sıkıntının en belirgin sebeblerinden biri kuraklık olarak yorumlayabiliriz. Ülkemiz 2021 senesini kuralık ile boğuşarak geçirdi, diğer ülkelerde ise kuralık ve aşırı yağışlar ile geçirdi.
2021 senesini baz alırsak ülkemize 4. aydan itibaren ege ve akdeniz bölgesine 11. aya kadar toprağı besleyecek kadar yağmur yağmadı. Bundan dolayı ne ağaçlar beslenebilidi nede tahıllarda istenen verime ulaşabildi. Bu sene yetişen meyveler bile hiç iştah açıcı değildi, verim diğer senelere göre %50 az olarak yorumlayabiliriz. Geçen senelere göre tohum içerisindeki yağ oranları bile %3-5 oranında daha azaldığını gözlemledik.
Ülkemizde yetişmeyen ve daha uygun fiyata ithal edilen hindistan cevizi, chia, çörek otu, kenevir gibi ürünler döviz kurunda ki etkiden ve mahsülün az olmasından dolayı fiyatı 5 e katlanmış durumdadır. Türkiye’de de yetişen çörek otu da bunu fırsat bilip Türkiye’de ki fırsatçılar arttrmış durumdadır. Halbu ki bunu avantaja çevirip dışa bağlılığı kesmek varken gözlerini para bürümüş fırsatçılar yüzünden fiyatı fırlamış durumdadır. (2009 senesinde Türkiye’de yetişen çörek otu fiyatı 7,5 TL iken 2021 senesinde 50 TL kadar çıkmış durumdadır.)
Bir diğer problem ise stokcular. Dövizin aşırı artmasını fırsat bilip, ürünlerini en yüksek fiyata ulaşmasını bekleyen üreticiler ve aracılar yüzünden kaynaklanmaktadır. Buna ek olarak ürünlerini sadece yurt dışına dolar ile satmak isteyenleri de ekleyebiliriz. Bu sene kayısı ve badem ürünlerini bulmakta zorlandığımızı , bu yüzden bir süre üretime almadığımı bir çok müşterimiz bilmektedir. 2 sene boyunca ürettiğimiz badem unu, son 5 aydır stoklarımız maalesef yükselen fiyat yüzünden üretime alamıyoruz. Halbuki ülkemiz en çok yetişen ürünlerden biridir.
Kısaca özetlersek kuralık , dövizin ciddi şekilde artışı ve bunları fırsat bilen stokcular yüzünden tüm fiyatlar zincirleme artış durumdadır.
Ümit ediyoruz ki satıcılar stokçuluktan artık uzaklaşıp her şey değerinde satarlar. Allahım bizi yoklukla sınamasın ve ülkemizin topraklarını verimli eylesin.
Önerimiz:
Yağmurların çoğu deniz ve lağam içerisinde karışmaktadır. Bu suları eğer belli noktalarda depolayabilirsek hem susuzluk sorunu için bir çözüm olarak hemde orman yanğınlarında deniz suyu yerine bunları kullanmış oluruz. Hali hazırda kullanılan asfaltlar yerine suyu emen ve emdiği suyu bir noktaya ulaştıran düzenekler yapılabilir. Hem olabilecek su baskınların önüne geçilmiş olur , hemde suyu depolamış oluruz. Umarım bu konuda ciddi atılımlar yapılır ve dünyaya örnek oluruz.